Ekim 2016
AL DEVESİ MOR KÖŞEKLİ (Antalya-Finike yöresi)
Al devesi mor köşekli (köşek: deve yavrusu)
Emmim oğlu bol döşekli
Sürüp gider yaylasına
Nazlı gelir bel kuşaklı
Sürüp gider yaylasına
Kilim sermiş kayasına
Az verdim de çok yalvardım
Ben bu kızın anasına
Yine ak yokuşu duman bürüdü
Tekeli'nin zeybekleri yürüdü
Yüreğimde yağ kalmadı eridi
Coşkun efem kalelerin yıkılsın
Coşkun efem arpa buğday ekilsin
Yüksek minareden attım ben bir taş
Ne anam var ne babam var ne gardaş
Keskin bıçak oldu bana arkadaş
Dalgın uykulardan uyanamadım
Sitemli sözlere dayanamadım.
http://www.antalyakulturturizm.gov.tr/TR,67461/antalya-turku-sozleri.html
Haziran 2015
Dua, Arif Nihat Asya
Biz,kısık sesleriz...minareleri,
Sen,ezansız bırakma Allahım!
Ya çağır şurda bal yapanlarını,
Ya kovansız bırakma Allahım!
Mahyasızdır minareler...göğü de,
Kehkeşansız bırakma Allahım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allahım!
Bize güç ver...cihad meydanını,
Pehlivansız bırakma Allahım!
Kahraman bekleyen yığınlarını,
Kahramansız bırakma Allah'ım!
Bilelim hasma karşı koymasını,
Bizi cansız bırakma Allah'ım!
Yarının yollarında yılları da,
Ramazansız bırakma Allah'ım!
Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah'ım!
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!
Mart 2015
Muhsin Yazıcıoğlu’na
Kar ve beyaz
Saflığın adı
Kan düşerse kara
Beyaz kara olur
Kalplerde yara olur
Karanlığa nara olur
Nara çıra olur
Tutuşur yanar kar
Alevler beyaz beyaz vurur yüze
Sorular dizilir zihinlere düğüm düğüm
Ağlar gök
Susar yer
Sıkılır dişler yumrukların yerine
Akın ve karanın
Aydınlığın ve karanlığın
Yerin ve göğün sahibine
Açılır çaresiz eller
Kar ve beyaz
Yaşların süzüldüğü çehre
Kurtlar pusuya düşende
Çakallar inmiş şehre
Bıyıklı yosmalar oynaşır onun bunun koynunda
Kadehler kırılır kutsal kâse adına
Daldırılır eller kan akan bir nehre
Ve sürülür mihrabıma namehrem ellerin kan izleri
Kim sildi kara düşen izleri
Bu kanlı çukuru kazan kim
Bu oyunu yazan kim
Bu düzen kim
Kim
Kim
Kar ve ayaz
Vurulmuş kurtlar sırtından
Eşiğindeyken sır kapısının önünde
Açılmış eller
Söylenir diller
İki rekat namaz
İki kelam niyaz
Kar ve gül
Güle kar yağmış
Gülü kar yakmış
Köz ve kül
Köz küllenir mi ayazda?
Al korlar yakarken yürekleri
Sabretmek ne kadar da zor
Kar yangınlarının korunu
Kar söndürmüyor
Bir yiğit uzanmış yatar yüzükoyun karlarda
Bin yiğit ağıt yakar ardından
Susar hakikatler bir müddet
Ama susmaz ila nihayet
Ve çözülür dili kahpelerin
Satar yandaşlarını da bir pahaya
Öter kargalar yerin kulağına elbet
Lanet eder semada melekler
Güle kıyan ellere
Arşı titretir sedaları
Ya ilahi tebbet yedahüm tebbet
Aminlere karışır bu nida
Ve haykırır şairler
Ey Müntakim Allah’ım
Bizi intikamına memur et
Katilleri bizim ellerimizle kahret
Halit YILDIRIM
Mayıs 2014
Erken ağardı saçlar Yılların günahı ne..
Rüzgâr kırdı dalımı
Ellerin günahı ne
Ben yitirdim yolumu
Yolların günahı ne
Hep yâr peşinde koştum
Ben küstüm ben barıştım
Kendim dillere düştüm
Dillerin günahı ne
Ne kış dedim ne bahar
Bekledim sabaha kadar
Erken ağardı saçlar
Yılların günahı ne....
Nisan 2014
Türkler Geliyor Marşı
Fatih'in, Yavuz'un asil kanından,
Yurdunu çok sever kendi canından,
Kaçırır düşmanı er meydanından,
Yollara çıkılsın bayrakla tuğla
Kalbimiz çarpıyor vatan aşkıyla,
Allahu Ekber, Allahu Ekber
Türkler geliyor,
Allahu Ekber, Allahu Ekber
Türkler geliyor,
Bayrağım inmesin, susmasın ezan,
Ülkeme şiirler yazsın her ozan,
Tarihler boyunca destanlar yazan,
Tarihler boyunca zaferler yazan,
Yollara çıkılsın bayrakla tuğla
Kalbimiz çarpıyor vatan aşkıyla,
Allahu Ekber, Allahu Ekber
Türkler geliyor,
Allahu Ekber, Allahu Ekber
Türkler geliyor
Söz: Cengizhan Mutlu, Müzik: Yıldırım Gürses
Diğer şiirler için tıklayınız...